Duyularla Dünyayı Algılar Becerilerle Öğreniriz
İnsan hayatı boyunca hep bir beceri öğrenmeye çalışmalıdır, neden mi?
Merhabalar nasılsın? Haftan nasıl geçti? Benim haftam çok keyifliydi. Bu haftasonunu bol deneyimle topluluk içerisinde geçirdim. Bu hafta işlerimi yetiştirdim ve kendimi daha az eleştirdim. Bazen her şey iyi gider hatta sen bile şaşırırsın nasıl bu kadar iyi gittiğine.
Peki bugün sizlere hangi merak ettiğim konu ile geldim. Ben beceri edinmeye çok meraklıyım. Hayatım boyunca gördüğüm her parlak şeyi denemek istedim. Renkler çok ilgimi çekiyor ve bu yüzden 5 yaşında yazma oyası yapılan boncuklu kuş gözü modeli ile başladı yaratıcı hayatım. Ama o zamandan beri beni herhangi bir yaratıcı konuda uzmanlaşma yolunda göremezsiniz.
Her şeyi yapan ama iyileştirmeye çok zaman harcamayan biriydim. Gerçi bunu da şimdilerde fark ediyorum. Çünkü eskiden böyle bir tanımlamam yoktu. Genellikle yapar sıkıldım deyip bırakırdım.
Bugün doğduğumuzdan beri edindiğimiz becerilerin tamamını düşündüm. Ortaya çıkan birkaç soru var.
Neden beceri edinmek istiyoruz?
Beceri edinme yolculuğu neden önemli?
Neden süreç önemli diyoruz da sonuç demiyoruz?
Bugün bunların detaylarına değineceğim. Hadi hazırsan başlayalım.
1. Neler iyi gitti?
Kendimi ifade etmek konusunda haftalık bültenleri gereklilik gibi değil de bir ihtiyaç gibi hissetmeye başladım.
Yani eskiden bülteni yazmam gerekiyor çünkü bülten yazan biri olmak istiyorum diyordum. Şimdi ise sizlere anlatmak istediğim heyecanlandığım konular oluyor. Güzel bir arkadaşımla sohbet edermiş hissi yaşıyorum.
O yüzden bu çok güzel bir gelişme..
2. Neleri iyileştirmek gerekiyor?
Video: Bugün katıldığım moni bostan etkinliğinden küçük yaşta edinilen alet kullanma becerisi örneği
İnsanlarla birlikte yaşam sizin için ne anlam ifade ediyor.
Ben topluluğun parçası olmak konusunda hep zorlandım. Topluluk içerisinde nasıl huzursuz hissetmeden durabileceğimi bir türlü anlayamadım. İnsanlara odaklanamıyordum çünkü düşüncelerim çoğunlukla kendimle doluydu.
Örneğin bugün arkadaşımın yaptığı ekoloji ve sürdürülebilirlik konusunu içeren bir projenin 30 kişilik etkinliğine katıldım.
Şimdiye kadar insanlarla buluştuğumda hep insanları dinler onların hikayelerine kulak verir ama kendi hikayeme pek değinmezdim.
Aslında bir müze gezer gibi, onlarla etkileşime girmek yerine sadece gözlem yapıyordum. İlginç bulduğum insanlardan sevdiğim şeyleri alıyor geriye kalan hikayeyi kafamdan siliyordum. Kitap okur gibi.
Bu değişmeliydi!
İnsan toplululuk içerisinde kendi anlamlı hayatını bulur. Tüm toplumla aynı hissetmekten bahsetmiyorum ama kendinizi ait hissettiğiniz bir topluluğun varlığı sizin insan olmanızı kolaylaştırır.
Topluluktaki davranışlarınızdan kendinizi anlamaya başlarsınız. Örneğin kalabalık bir ortamda yemek zamanı geldiğinde ilk alanlardan mısınız sona kalanlardan mı?
İnsanlar hızlı yiyorsa siz de hızlı yiyip bana kalmaz diye düşünenlerden misiniz yoksa kendi ritminizi bozmadan yiyebiliyor musunuz?
En güzel tabağı kendinize mi ayırırsınız yoksa hiç tanımadığınız birine mi verirsiniz?
Peki topluluğun içerisinde hangi becerilerinizi kullanırsınız?
Konuşma, yazma, koklama, tatma, duyma, yemek yeme, yemek yapma, kendini tanıtma, oyun oynatma, müzik yapma, hikaye anlatma vb. birçok becerinizi aktif olarak kullanırsınız.
Peki beceriyi nasıl tanımlarsınız?
Beceri: Bir şeyi yetkin bir şekilde yapmanın öğrenilmiş gücü. Bir kişinin bilgisini uygulamada veya performansta etkili ve kolay bir şekilde kullanma yeteneği ( Merriam-Webster Sözlük )
Yukarıda saydığım bütün becerileri doğumdan itibaren öğrenmeye başlarız. Konuşma becerisini edinmek için bir yılı aşkın süre gözlem yaparız sonra ilk taklitlerimizle sesler çıkarmaya başlarız.
Aslında bir çocuk becerileri nasıl öğreniyorsa yaş aldıkça bu durum pek değişmemesine rağmen bizim beceri edinme konusundaki düşüncelerimiz değişmeye başlar.
Peki neden beceri edinmek istiyoruz?
Sekiz tane duyusal deneyimizin zihnimizdeki yansımalarını aktarabilmek ve diğer insanlarla bu aktarımlar sayesinde iletişim kurabilmek için beceriler ediniyoruz.
Sekiz tane duyumuz bize dünya ile ilgili aşağıdaki bilgileri sağlar.
Görme - Gözler aracılığıyla ışığın algılanması.
İşitme - Kulaklar aracılığıyla ses dalgalarının algılanması.
Tatma - Dil üzerindeki tat tomurcukları aracılığıyla tatların algılanması.
Koklama - Burun içindeki koku reseptörleri aracılığıyla koku moleküllerinin algılanması.
Dokunma - Cilt üzerindeki sinir uçları aracılığıyla dokunma, basınç, ağrı ve sıcaklık hissi.
Proproseptif (Vücut Pozisyonu Duyusu) - Kaslar, tendonlar ve eklem kapsülleri aracılığıyla vücut pozisyonunun ve hareketin algılanması.
Vestibüler Duyu (Denge Duyusu) - İç kulakta bulunan vestibüler sistem aracılığıyla hareket, dönme ve yerçekimi değişikliklerinin algılanması.
İnteroseptif - İç organların durumu hakkında bilgi veren içsel duyu, örneğin susuzluk, açlık, mide doluluğu veya ağrı gibi iç bedensel duyular.
Yani beceri edinmek isterken aslında bu duyularımızı insanlarla ve kendimizle daha iyi iletişim kurmak için öğrenmek istiyoruz. O yüzden de en zorlandığımız yerler toplulukla olan kısımlar oluyor.
Örneğin, çok güzel tasarımlar yapan bir seramikçi düşünelim. Dokunma duyusu sayesinde detayları çok seviyor. Hayatı algıma şeklini dokunma duyusunu geliştirerek ifade etmekten çok zevk alıyor. Bu yüzden seramik becerisinde çok yetkin bir hale gelmiş. Ama insanları kendini tanıtmakta çok zorlanıyor. Nasıl tanıtacağını onlarla nasıl iletişim kuracağını bilmiyor.
İnsanlarla iletişim kurmak için yaptığı seramikleri kendini değerli görmediği için anlatamıyor. Ya da topluluğun bir parçası olarak hissedemediği için.
Bu anlatamama durumu bir yerden sonra o kadar büyük sıkıntı veriyor ki insanlarla iletişim kurma ihtiyacı karşılanmadığı için aciliyet hissetmeye başlıyor. Öğrenmem lazımlar başlıyor. Ama bir türlü de yapamıyor. Kızarıyor, kaygılanıyor, kötü hissediyor.
“İnsan duyuları sayesinde öğrenme sevgisiyle dünyaya gelir.” —Carol Dweck
Her şeyi merak eder bir çocuk. Merakla keşfeder dünyayı. Topluluk içinde hissettikçe büyür bu merakı ve öğrenme sevgisi.
Yetişkinlikte ara ara hissettiğimiz o çoşkulu hal, anca iletişim içerisinde bulunmak istediğimiz toplululukla kendi dünyayı algılama şeklimizle( duyumuzla) konuştuğumuzda ait hissettirir.
Gelişmeyen her duyunuz sizin için yetişkinlikte dünyayı algılama şeklinizle birlikte değişmeniz için bir fırsat sunar.
Hem dünyayla hem kendinizle çizerken farklı, lezzetli yemekler yerken daha farklı bir iletişim kurarsınız.
İşin özü iletişim kurmaktır.
Beyin nasıl beceri öğrenir?
Beyin, duyusal bilgileri kullanarak beceri edinme sürecinde bir dizi karmaşık mekanizma kullanır. Bu süreç, beyinin duyusal girdileri işleyip yorumlamasını, ardından bu bilgilere dayanarak motor becerileri ve bilişsel stratejileri geliştirmesini içerir. Bu süreçteki temel adımlar aşağıdaki gibidir.
Duyusal Girdi: Öncelikle, duyu organları (gözler, kulaklar, deri, vb.) çevreden bilgi toplar ve bu bilgileri sinirsel sinyallere dönüştürür. Bu sinyaller, beyne iletilir.
Algılama: Beyin, iletilen sinirsel sinyalleri algılar ve ne anlama geldiklerini çözmeye çalışır. Örneğin, bir müzik aletini çalarken gelen sesler veya bir spor hareketini yaparken hissedilen dokunsal geri bildirimler.
Entegrasyon ve İşleme: Beyin, algılanan bilgileri mevcut bilgilerle karşılaştırır ve entegre eder. Bu süreçte, beynin farklı bölgeleri (örneğin, motor korteks, duyusal korteksler) aktif hale gelir.
Öğrenme ve Hafıza: Beyin, tekrarlanan deneyimlerden öğrenir ve bu bilgileri hafızaya alır. Sinaptik bağlantılar güçlenir (sinaptik plastisite), ve nöronlar arasında daha verimli iletişim yolları oluşur. Bu, becerinin daha akıcı ve otomatik hale gelmesine yardımcı olur.
Motor Planlama ve Yürütme: Öğrenilen bilgiye dayanarak beyin, motor hareketlerin planlanmasını ve koordinasyonunu sağlar. Bu, becerinin pratik uygulamasını içerir.
Geri Bildirim ve Düzeltme: Yapılan her hareketten sonra, beyin duyusal geri bildirim alır ve bu, hareketin doğruluğunu değerlendirmek ve gerekirse düzeltmeler yapmak için kullanılır.
Optimizasyon: Zamanla, beyin verimliliği artırır ve enerji tüketimini azaltırken, beceriyi daha etkin bir şekilde yürütür. Bu süreç, "otomatikleşme" olarak da adlandırılır ve becerinin ustalaşmasını temsil eder.
Beceri edinme yolculuğu neden önemli? Neden süreç diyoruz da sonuç demiyoruz?
Beceri edinmek duyularınızı geliştirmenizi sağlar. Bu da dünyayı keşfettiğiniz pencereyi genişletir.
Örneğin neden bir fotoğrafçı size çektiği fotoğraflarla farklı bir pencere verir?Çünkü o fotoğraflar sayesinde detayları görme konusunda ustalaşmış birinin gözünden dünyaya bakma şansı elde edersiniz.
O kişi büyülü değildir. Görme duyusu diğer birçok insana göre daha fazla gelişmiştir. Görme ile ilgili zihninde daha fazla bağlantı vardır.
İşin büyüsü buradadır. Becerilerimizin gelişmesini sağlamak için yolumuza çıkan bazı taşları temizlemek gerekir.
Bir yerden sonra da ne taşın önemi kalır ne de yolun, akışın içinde kayboluruz. Keşiflerle ordan oraya derken geldiğimiz yolu unuturuz.
Beceri edinmeye çalışırken neler bu sürecin uzamasına neden olabilir?
Eğer bir beceri üzerinde derinleşmek istiyorsanız önünüze bir sürü engel çıkacaktır ama siz yılmadan yola devam ederseniz kendinizle ilgili çok şey keşfedeceksiniz.
Ama bunun dışındaki nedenler;
Stres: Yüksek stres seviyeleri, beynin öğrenme ve hafıza bölgeleri olan hipokampus üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Kronik stres, sinaptik bağlantıların zayıflamasına ve bilişsel fonksiyonlarda azalmaya neden olabilir.
Yetersiz Uyku: Uyku, öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi ve hafızada uzun süreli saklanması için kritik bir süreçtir. Yetersiz uyku, hafıza oluşumunu ve bilişsel işlevleri bozabilir, dolayısıyla beceri edinme sürecini uzatabilir.
Sağlıksız Beslenme: Beyin sağlığı için gerekli olan vitaminler, mineraller ve diğer besin ögelerinin eksikliği, öğrenme ve bilişsel işlevler üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Özellikle omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri ve antioksidanlar önemlidir.
Yetersiz Fiziksel Egzersiz: Fiziksel aktivite, beyin fonksiyonlarını destekleyen ve sinirsel sağlık için gerekli olan birçok faktörün salgılanmasını tetikler. Düzenli egzersiz yapmamak, öğrenme ve hafıza kapasitesini olumsuz etkileyebilir.
Psikolojik Faktörler: Motivasyon eksikliği, kaygı ve depresyon gibi psikolojik durumlar, bireyin yeni beceriler öğrenme ve bunları uygulama yeteneğini zayıflatabilir.
Yetişkin olduğumuzda yukarıdaki nedenlerden dolayı daha zor beceri edinmeye başlarız. Her beceri edinme süreci kendimizi anladığımız bir süreç gibi düşünülmelidir.
Bu hafta neden bunu anlattığıma gelecek olursak, becerinin ne demek olduğunu bilmeden tat ve introseptif duyumuza bağlı olan sağlıklı beslenme becerisini edinemeyiz.
Sağlıklı beslenme becerisini edinmek istiyorsak eğer tat, koku, introseptif duyumuzun gelişimine odaklanarak bol bol pratik yapmalı ve kendimizi keşfetmeye başlamalıyız.
Nerden nereye geldim efenim. Bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim.
Hem ne kadar biricik olduğumuzu hem de sıradanlığımızı kabul ettiğimiz günler dilerim❤️
Bu seneki yolculuğa katılmasını istediğin arkadaşların varsa aşağıdaki butondan bülteni paylaşarak bana destek olabilirsin.
Sevgiler,
Hatice