Beslenme Sisteminizin Hangi Özellikleri Olmalı?
Kaotik sistemler içinde bir düzen kurmaya çalışıyoruz. Biricikliğimizin ve bütünlüğün kaybolduğu zamanlardan geçerken beslenme davranışlarının çıpa etkisi yaratması.
Merhabalar, ben tam bir ayın sonunda yeniden geldim. Nasılsın?
Hem duygusal anlamda hem de fiziksel anlamda çok yoğun bir yaz dönemi geçirdim. Çoğu zaman böyle dönemlerden sonra uzun bir araya ihtiyaç duyuyorum. Kendimi toparlamak ve aslında yaşadıklarımı istifleyebilmek için.
Zaman her şey birden üstüme yıkılmasın diye var demişti Beliz hoca Tersine Mühendislik dersinde. Ben de u durumu iliklerime kadar yaşıyorum. Buraya yazmamın en büyük nedeni zamanı haftalara bölerek takip etmek. Hal böyle olunca sonsuz gibi hissettiğim zamanı takip edebileceğim forma dönüştürmemi sağlıyor. Yoksa yaşadığım olayları geçmiş gelecek şimdi diye ayırt edemiyorum.
Hal böyle olunca da verdiğim mola tembellik ya da yazamamak değil bile isteye aldığım bir karardı. Kendimi zorlayarak kıvranmak yerine biraz es vermek her zaman kurtarıcı oluyor.
Buradan yaratıcılığa da gelmek isterim. Düzenli yazmak düzenli her gün aynı rutinlere bağlı kalmak dünyanın döngüsüne ters olduğu için bence yaratıcı işler düzensizlik istiyor. Yani bir kaos içinde var oluyor. Sistematiğe bağlarsan eğer bir süre molalar o kaosun beslenmesi için gerekli oluyor.
Bugün size okuduğum Beliz Güçbilmez hocanın Anne Ben Düştüm mü? kitabından ilhamla bir konuyla geldim.
“Kaos teorisinden öğrenilmiş akış dizgeleriyle düşünmek” bu tanımlama benim için şimdiye kadar anlatmaya çalıştığım şeyin özeti gibi oldu aslında. O yüzden bugün şimdiye kadar yazdıklarımda hangi becerilere sahip olmak gerektiğini de anlatacağım.
Hazırsan beslenme bilimine kaotik bir açıdan ele alıp akış haline nasıl getirebiliriz ona bakalım.
Keyifli okumalar!
1.Neler iyi gitti?
Bilmiyorum. İyi mi kötü bilmeden bir süreç yaşadım. Ama artık bazı şeylerin daha sakin olduğunu hissediyorum. Aciliyet duygum azaldı. Aferin kendime tanıklık etme sabrıma azmime!

2. Neleri iyileştirmek gerekiyor?
Bir senedir yazıyorum. Beslenmenin artık çok boyutlu karmaşık bir sistem olduğu konusunda hemfikirizdir umarım. Ben de beslenme bölümünü okurken bu kadar karmaşık olabileceğini tahmin etmemiştim. O yüzden her gün öğrenilecek güzel bir sürü konu çıkıyor. Bu da merakım için oldukça güzel bir şey.
Kaos teorisini mutlaka hepimiz duymuşuzdur. Düzensizlik içindeki düzen diye bahsetmiştim bir yazımda beslenmeden. Aslında kaos içindeki düzeni bulmak için yazıyorum aylardır.
Kaos teorisi, başlangıç koşullarındaki küçük değişikliklerin sistemin uzun vadeli davranışını büyük ölçüde etkileyebileceğini söyler.
Sürdürülebilir bir model oluşturabilmek için beslenmenin yaşayan ve evrilen bir sitem olduğunu görmek gerekiyor.
Girdi ve çıktılarla sürekli şekil alıyor ve kişinin ihtiyacına göre evrilmeye devam ediyor.
Çok yıllar sağlıklı bir şekilde yaşayabilmek için aslında sadece beslenme değil de Sapolsky’nin dediği gibi psikolojik entrikalardan kurtulmak gerekiyor. Beliz hocanın kurmacalara verdiği bu metoforik anlatımlar kişinin gündelik hayatta birbirinden karşılamadan kitaplardan karşılamasını mümkün kılıyor.
Ben kurmaca kitap okumayı hiç sevemedim. Yalan söyleyemeyeceğim ama bilim kurgu ve kurmaca film dizi izlemeyi severim. Zaten gündelik hayatta bir sürü kurmaca gibi küçük entrikalara maruz kalıyoruz bir de okuyarak gözlerimi yormak istemiyorum. Bir de çok anlamsız geliyordu.
Dostoyevski okuduğumda neden sürekli aynı kurguyu farklı mekan ve kişilerle tekrar ettiğini anlamamıştım. Sürekli aynı şeyi okuyor gibi hissetme hissinden hiç hoşlanmıyorum. O yüzden arkadaşlarımla konuşurken aynı olayı üç kere anlatırlarsa inanılmaz sıkılıyorum. Ki eskiden ben de çok yapardım. beni etkileyen bir bilgiyi defalarca kez ilk defa gibi anlatabilirdim. Bunun bellekle ilgili stresin etkisinden bilgiyi korumak olduğunu düşünüyorum. Önemli bir bilgiyi yaymaya çalışıyordum.
Neyse bilgiye ve öğrenmeye olan düşkünlüğümü anlamışsınızdır yazdıklarımdan. Bir insan neden belirli konularda öğrenirken neden beslenmenin temel beş kuralını yapmakta bu kadar zorlanıyor.
Karmaşık bir sistem olması bunu anlamayı zorlaştırıyor. Ama sonuçta matematik biliminde de her şeyi bilmesek bile şimdiye kadar bildiklerimizle bir sürü sorun çözebiliyoruz. O yüzden beslenme kaotik bir sistem olsa da bildiğimiz bilgilerle hayatımızı daha yaşanılabilir sağlıklı hale getirebiliriz.
3. Haftaya neleri daha iyi yapabilirim?
Kendimizi hem çok önemli hissederken hem de çok küçük hissediyoruz. Bu iki duygunun arasında dengeyi bulmak oldukça zorlayıcı oluyor. Her gün binlerce bilgiye maruz kalarak kendi sıradan hayatlarımız üzerinde sorumluluk hissetmek gün geçtikçe zorlaşıyor.
Bunun için kaotik bir beslenme davranışını anlamak hayata karşı bakış açınızında değişmesini sağlayacak.
Çünkü Britannica Ansiklopedisi'ne göre Leonardo "insan vücudunun evrenin işleyişinin bir analojisi olduğunu" düşünüyordu.
Leonardo Kaos ve Kozmosu yeniden tanımlamıştı. Antik yunan mitolojisine dayanan bu terimler aslında şu an bilimsel anlamda ele aldığımız şekliyle çok yeni. Her gün viral olan bazı videolar kelebek etkisinin somutlaşmış hali gibi. Hem etkimizin bu denli somut görmemiz hem de beslenmemizde değiştirdiğimiz alışkanlıkların değişiminin yavaş olması bizi büyük bir sabırsızlığa sürüklüyor.
Beliz hocanında tanımladığı gibi bu kaosun içinde kendi akışımızda kalabilmek için beslenme sistemini tanımlayabiliriz;
Dinamik ve Adaptif Yapı: beslenme davranışımız belirli dönemlerde farklı girdilere sahiptir. Bu girdiler sayesinde sürekli evrilir. Hastalık, tatil, stresli dönemler, yaşlılık, ergenlik hepsinde bedenize aldığımız yiyecekler değişikliğe uğrar.
Bütünsel Etkileşim: Beslenme sadece yediklerimizde oluşmaz aynı zamanda hareketimiz, hormanlarımız, yiyeceklere olan algımız, davranışlarımız, kültürel alışkanlıklar vb birçok alt sistemin etkisindedir.
Hiyerarşik Olmayan Yapı ve Bağlamsal İşleyiş: hiçbir besin ögesi bir diğerinden daha önemli değildir. Yani yağlar vücut için önemli proteinler önemsiz diyemeyiz. Selenyum gibi çok düşük miktarlarda ihtiyacımız olan minerallerin bile eksikliğinde sistemin işleyişi bozulur. O yüzden bağlantılarla çalışan bir sistemdir.
Öz-organizasyon ve Kendini Yeniden Üretim: Klasik belirli diyet kurallarına uymak yerine yaptığın davranışların etkisini gördüğün ve kendi kendine düzenleyebildiğin bir sitemdir. Belirli bir taslağın üzerine kendi benliğini inşa etmene olanak sağlar. Farklı tat ve lezzetlerin yardımıyla kendine özgü bir düzen oluşturmanı ve bunu da defalarca bozup yeniden yapılandırmana neden olur.
Sürekli Etkileşim ve Çevresel Bağlantı: Bu bağlamda sistemin işlevselliği, yalnızca iç bileşenlerine değil, aynı zamanda çevresel etkilerle olan ilişkisine de bağlıdır. Bu "embodied cognition" yani "bedene bağlı biliş" olarak adlandırılır. Örneğin, insanın bilgi işlemesi yalnızca beynin iç yapısına değil, vücut hareketlerine ve çevresel geri bildirimlere de bağlıdır. Adaptif özellikler gösterebilmemiz için etkileşime açık olmamız gerekir.
Eğer yukarıdaki saydığım özellikleri beslenme açısından öğrenirsek aslında tüm hayatımız için bir bakış açısı kazanıyoruz.
Beslenmeyi farklı şekillerde ele almak dşünme zenginliği sağlıyor. Beslenme konusunda yeniden bu şekilde düşünmek sorumluluk duygunuzu arttıracaktır.
Benden bu haftalık bu kadar. Bu hafta yaptığınız bir su içme davranışınızın bedeninizde kelebek etkisi yaratmasına şahitlik edebilirsiniz.
Hem ne kadar biricik olduğumuzu hem de sıradanlığımızı kabul ettiğimiz günler dilerim❤️
Bu seneki yolculuğa katılmasını istediğin arkadaşların varsa aşağıdaki butondan bülteni paylaşarak bana destek olabilirsin.
Sevgiler,
Hatice